Bugün takvimler 2 Temmuz’u gösteriyor. Yirmi yılı aşkın bir süredir bu tarih, içimizde sönmeyen bir yangını, dumanı hâlâ gözlerimizi yakan bir utancı simgeliyor: Sivas’ta, Madımak Oteli’nde cayır cayır yakılan insanlar, canlar… Bir şenlikte toplanmışlardı, türkülerle, şiirlerle… Ama o gün, insanlık utandı, devlet sustu, yangın büyüdü!
Sivas’ta yanan sadece bir otel değildi. Sivas’ta yanan, bu toprakların bin yıllık kardeşliğinin, hoşgörüsünün, birlikte yaşama kültürünün küle dönmesiydi. O gün Alevi kimliği taşıyanlar hedefteydi. Sözüm ona bir “din savunusu” adına, insanlar canlı canlı ateşe verildi. Bunu yapanların çoğu hâlâ elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Kimi hâkim oldu, kimi imam. Devlet ise yıllar boyu üç maymunu oynadı: Görmedi, duymadı, söylemedi.
Peki bu bir Alevi–Sünni çatışması mıydı? Elbette ki hayır. Bu, inancını, yaşam tarzını, kimliğini özgürce yaşamak isteyenlerin boğulmaya çalışıldığı bir linçti. Organizeydi. Planlıydı. Göz göre göre geldi. Saatlerce süren saldırıya rağmen güvenlik güçleri kıpırdamadı. Çünkü saldırıya uğrayanlar “ÖTEKİ”ydi. Alevi oldukları için korunmaya değil, susturulmaya layıktılar onlara göre.
Benim dinim yakmayı değil, yaşatmayı emreder. Benim vicdanım, kimseyi inancı yüzünden ayırmaz. Ama ne yazık ki bu ülkede bazı kimlikler hâlâ “şüpheli” kabul ediliyor. Aleviler de onlardan biri.
2 Temmuz, sadece geçmişte kalmış bir trajedi değil. Bugün hâlâ Cem evleri ibadethane sayılmıyor, Alevi çocuklarına zorla Sünni din dersi veriliyor, devlet hâlâ siyasal İslam’ın gölgesinde yönetiliyor.
Sivas, bir uyarıydı. Sivas, bir hatırlatmaydı. Eğer farklı olana saygı duymazsak, eğer dini kimlikler üzerinden ayrışmayı körüklersek, bu yangın tekrar eder. Bugün 2 Temmuz’u sadece anmakla kalmayıp, onun hesabını sormak zorundayız. Alevi’siyle, Sünni’siyle, bu ülkenin bütün vicdan sahibi insanlarıyla ve canlarıyla ortak bir söz söylemek zorundayız:
“BİR DAHA ASLA !”
O otelin duvarlarında yankılanan çığlıkları unutursak, insanlığımızı unuturuz. Ve unutmayın; bugün susanlar, yarın yanınızda kimse kalmadığında yalnızlığın ne demek olduğunu çok iyi anlayacaklar.
Unutmadık!
Unutmayacağız!
Unutturmayacağız!
Saygılarımla.
CHP Kırıkkale 38. Olağan Kongre
İL Başkan Adayı
Av. Gökhan Tektaş