MKE ÖZELLEŞMİYOR PRANGALARINDAN KURTULUYOR

MKE ÖZELLEŞMİYOR PRANGALARINDAN KURTULUYOR
Ak Parti Kırıkkale Teşkilatında çoğunluk fabrikaları Kırıkkale'de bulunan Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Anonim Şirketi Kanun Taslağı konusunda bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Konuyla ilgili kamuoyunda bilgi kirliliği...

Ak Parti Kırıkkale Teşkilatında çoğunluk fabrikaları Kırıkkale'de bulunan Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Anonim Şirketi Kanun Taslağı konusunda bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Konuyla ilgili kamuoyunda bilgi kirliliği yaşandığını belirten Belediye Başkanı Mehmet Saygılı," Yeni statüsü ile MKE, Roketsan, Aselsan gibi savunma sanayinin  yıldızı olacak" diye konuştu. Milletvekili Can ise MKEK'nin özelleşmeyeceğini aksine prangalarından kurtulacağını söyledi.

MKE BİZİM İÇİN OLMAZSA OLMAZIMIZDIR

AK Parti Kırıkkale il teşkilatında düzenlenen basın toplantısına Ak Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, Kırıkkale Belediye Başkanı Mehmet Saygılı, İl Başkanı Mustafa Kaplan, İl Genel Meclis Başkanı Murat Çaykara ve teşkilat mensupları katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Ak Parti İl Başkanı Mustafa Kaplan "Evet gündemimizde MKEK var. Sağ olsun vekillerimiz 15 gündür mücadele veriyor. Gece geç saatleri kadar ikili görüşmeler yaparak kanun taslağına yeni maddeler ekletiyoruz. Bu konudaki çalışmaları ve desteklerinden dolayı sayın vekilimize teşekkür ediyorum" diye konuştu. Kırıkkale Belediye Başkanı Mehmet Saygılı'da "MKEK sadece Kırıkkale'nin değil tüm Türkiye'nin gündeminde olan bir konu. MKEK Kırıkkale'nin varlık sebebi. MKE bizim için olmazsa olmazımızdır. Bizim amacımız olmazsa olmazımız olan MKEK'nın daha da ileri noktalara gelmesi için partimiz güzel bir kanun teklifi hazırladı. Bunun mimarlarımızdan birisi de Kırıkkale Milletvekilimiz. Emeklerinden dolayı herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.

BİLGİ KİRLİLİĞİ VAR

MKEK'nin A.Ş. olması için hazırlanan kanun teklifi konusunda bir bilgi kirliliği yaşandığına, yada farklı bir amaçla kollanıldığına dikkat çekten Belediye başkanı Saygılı "Neymiş MKEK satılacak, özelleşecek. Burada şunu söyleyeyim MKEK'nın kanunu değiştiriliyor. ASELSAN gibi, Roketsan gibi hazineye bağlı bir şirket olması için kanun değişikliği yapılıyor. Deniyor ki bu aşamadan sonra satılacak. Hayır MKEK asla satılamaz. MKEK satılacak olsa da böyle bir kanun değişikliğine gerek yok ki. Zaten şuanda MKEK özelleştirme idaresinde olan bir kurum. Kanunu statüsü niye değişsin, Özelleştirme idaresi çok rahat bir şekilde satabilir. Yeni düzenlemeyle MKEK çok daha güçlenecek, çalışan kardeşlerimiz çok daha iyi imkanlara sahip olacak, şehrimize çok daha büyük katkı sağlayacak. Yeni statüsü ile MKE, Roketsan, Aselsan gibi savunma sanayinin  yıldızı olacak" ifadesini kullandı.

KURULUŞUNUN 100. YILINDA TAÇLANDIRACAĞIZ

Ak Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can'da MKEK'nın kuruluş yıllarından bugüne kadar Kırıkkale'ye çok büyük şeyler kattığını hatırlatarak, geçmişte MKEK'da çalışan birisi olması nedeniyle yaşanan gelişmeleri anlattı. Milletvekili Can "Biz bu şehirde siyaset yapıyoruz. Bilgi kirlilikleri doğru olsa buna ilk itiraz eden ben olurum. Kırıkkale'nin menfaatinin olmadığı hiç bir yerde olmayız. İnşallah MKEK'yi Kırıkkale'deki fabrikalarının kuruluşunun 100. yılında taçlandıracağız. Makine ve Kimya, kendi istihdamını kendi oluşturuyordu. Nasıl oluşturuyordu? Çırak okulu. 1930'larda kurulmuş çırak okulu. Ben de bir çırak okulu mezunuyum ve gurur duyuyorum, Makine ve Kimya Çırak Okulu kendi bünyesinden bir dönem ilkokul mezunu, bir dönem ortaokul mezunu, bir dönem meslek lisesi mezunlarını alıp iki yıl uhdesinde hem atölye tatbiki bilgi hem teorik bilgi gösterip fabrikalara dağıtıyordu. 3308 sayılı Yasa -yanlış hatırlamıyorsam- 1988 yılında çıkınca eğitimin birleştirilmesi anlamında çırak okulu kapatıldı. Çırak okulu kapatılınca ne oldu? Her yıl 150-200 kişi alan Makine ve Kimya işçi alamamaya başladı, birazdan değineceğim. Şu an işçi, mühendis, teknik eleman 399 sayılı KHK'nin 1 ve 2'nci cetveline göre çalışanları mukayese ettiğimizde, arkadaşlar buraya dikkatinizi çekiyorum, toplam 6 bin civarı çalışanımız var ise bunun yüzde 50'si işçi yani "beyaz yaka" diye tabir ettiğimiz, yüzde 50'si de 399'a tabii, mavi yakalı arkadaşlarımız ama üretim aksında çalışan 1.500 kişi. Silah fabrikasında, silah üreten, cephane üreten bir fabrikalar kampüsünde 1.500 kişi üretim sathında, yaklaşık 4.500 kişi de destek elemanı. Bu sürdürülebilir bir yapı değil, rasyonel bir yapıda değil. Dolayısıyla bu denge niye bozuldu? Ne sizin suçunuz ne bizim suçumuz. Burada hiçbir siyasiyi de suçlamak için söylemiyorum. Bu dengenin bozulma sebepleri, deminki söylediğim 3308 sayılı yasanın değişimi; ikincisi de şu an çalışanlar. Örnek vereceğim, memur arkadaşlarımız 7.000-7.500 civarı maaş alıyor, emekli olduğu zamanda 4 bin liraya düşüyor. Diğer taraftan, işçi kardeşlerimiz, 4.500 lira maaş, bin lira ikramiye, 5.500 lira alıyor, emekli olursa 7.500 lira alıyor. Evet, arkadaşlar çalışan 5.500 alıyor, çalışan kişi emekli olduğu zaman 7.500 liraya çıkıyor. Çalışır mı bu? Çalışmıyor. Ne yapıyor? Emeklilik tarihi geldiğinde ayrılıyor. Memur da alabildiğine kadar, sonuna kadar durmak istiyor. Bu dengesizlik, bu yaklaşık otuz kırk yıllık bir süreçte geldiğimiz nokta, hiçbir siyasi iktidarı da suçlamak istemiyorum. Burada, yerli ve millî bir kanunu görüşüyoruz. Hep beraber, bütün milletvekili arkadaşlarımızın, kafamızdaki istifhamları da dağıtarak bu kanuna el birliğiyle destek vereceğimize de inanıyorum"

DÜZENLEME İLE ÖZELLEŞTİRME KAPSAMINDAN ÇIKARTIYORUZ

Bir bilgi kirliliği dolaşıyor. Memleketimizin en güzide kurumlarından birini, dünya silah devleriyle rekabet edecek hukuki alt yapıya kavuşturmamız lazım, bundan niye rahatsız olalım? Hiç kimsenin de rahatsız olacağına inanmıyorum. Eğer farklı bir paylaşımı olan varsa bilgi eksikliğinden kaynaklandı diye düşünüyorum. Demin söyledik, personel işçi denkleminden sonra KİT kamu iktisadi teşebbüsler, netice itibarıyla bunlar özelleştirme havuzunda ve bu özelleştirme havuzuna Makina ve Kimyayı bizde koymadık, bizden öncekiler de koydu demeyeceğim, bu bir süreçtir. Netice itibarıyla KİT kapsamında olduğu zaman istihdamı artırmak mümkün değil. İstihdamı artıracağım, 100 kişi işçi alacağım, CNC tezgâh elemanı ya da operatörü ya da bilgisayar ya da mühendis izin istiyorsun, prosedür var. Efendim, diyebiliriz ki bu prosedürleri siz kaldırın, bu prosedürleri istediğiniz gibi de kaldırabilirsiniz de diyebiliriz ama KİT kapsamında bunu yapman mümkün değil. Bizde, işte aksine KİT kapsamından çıkaralım Makina ve Kimyayı özelleştirme baskısından kurtaralım. Özelleştirme baskısından kurtulan Makina ve Kimya aynı zamanda da bizim kırmızı çizgimiz olan özelleştirilmeyecek, özelleştirilmeyecek, özelleştirilmeyecek. Bu manada iki milletvekili arkadaşımız da diğer arkadaşlar da hemfikiriz. Ama bunu nasıl sağlayacağız? Hazineye bağlayacağız. Evet, sermaye hazinenin"

PRANGALARDAN DA KURTULMASI LAZIM

"Hazineye bağlanmasındaki kasıt da devletin uhdesinde olsun, sermayesi devletin olsun ve kesinlikle özelleştirilemesin ama KİT olması hasebiyle kısıtlar var, ayağında prangalar var, Makina ve Kimyanın çok güzel bir kadrosu var bu dönem, ayağa kalkmak istiyor, füze gibi fırlamak istiyor ama bu prangalardan da kurtulması lazım. Evet, KİT kapsamından çıkarıyoruz ama imtiyazlar devam ediyor, KİT kapsamında olmanın imtiyazları da var. Devletin sübvanseleri var, onlar devam etsin diyoruz. Aynı şekilde de kamunun bir anonim şirketi Milli Savunma Bakanlığı sevk ve idaresinde, özel teşebbüsle rekabet edebilecek, Türkiye'deki özel teşebbüsü kastetmiyorum, dünya silah devleriyle rekabet edebilecek hukuki alt yapıya kavuşturmamız lazım. Derdimiz bizim işçi, memur değil bir manada, aksine işçinin ve memurun ekonomik ücretlerini, hak ve müktesebatlarını artırmak derdimiz. Emsal nedir? Mukayese yapalım Türkiye'deki örneklerinden, onlar bile yeterli değil. Evet, TAI, ROKETSAN, ASELSAN, HAVELSAN bunlar ayağa kalktılar. Burada çalışan kardeşlerimiz, gerek 399 kapsamında gerekse işçi kapsamında orayla mukayese ettiğimizde arkadaşlarımızı hem mühendis bazında hem işçi bazında üçe dörde katlayan rakamlarla karşılaşıyoruz. O zaman nitelikli ve kalifiye eleman, AR-GE anlamında ciddi sıkıntılarımız var. Bir icat geliştirebilecek, teknoloji yatırımı yapabilecek bu akla ve zekaya sahiptir Makine ve Kimyanın donanımı ve ruhu, bu okul var, bu zemin var, bunu desteklememiz lazım. Bunu desteklerken de herkesin hak ettiği ücreti vermemiz lazım. Bugün yapacağımız inşallah kamu sözleşmesinden ayrıldıktan sonra yapılacak sözleşmelerde bu işçi kardeşlerimizin hakları korunacak ve telafi edilecektir. Şu an Makina ve Kimya işçisine deminki söylediğim garabeti düzeltme adına, çalışırken 4.500, emeklilik olurken 7 bin lira, bunu düzelteyim, ben 15 bin lira verebileyim dese, vermek istese, verebiliyor mu? Veremiyor. Niye? Kamu sözleşmesi pranga, işte bu prangalardan kurtarmak istiyoruz ve Makina ve Kimyanın şahlanışını daha da ileri noktalara getirmek için bu kanun teklifini hazırladık. Şimdi, burada da 1.300 kişi var, 1.300 taşeron -rakamları belki üç aşağı beş yukarı hatalı söyleyebilirim- yaklaşık 2.600-2.300 dengesinde işçi, beyaz yaka, 6 bin kusür; üretim sathında 1.500 kişi var, destek elemanı da bu arkadaşlarımız. Peki, bu arkadaşlarımızla ilgili sıkıntı nedir? Sıkıntı had safhada, 2.500 lira asgari ücret alıyor maalesef bu asgari ücrete göz diken müteahhitler var, bunları da müteahhide ezdirmememiz lazım. Bu konuda da yeni bir düzenleme için çalışmalarımız devam ediyor" dedi. HABER: Mehmet Erkoç

Bu haber toplam 31 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.