Nasıl sabrettiğime benim bile şaşırdığım mevzular var…
Hayat bazen bir darbe indirir, öyle bir yerden ki… Nefesin kesilir. Planların bozulur, umutların savrulur. İnsan elini uzatır, tutacak bir dal arar… Ama bulamaz. İşte tam o anda, tevekkül girer devreye. Görmediğin bir ele sarılmak gibidir tevekkül… Görmediğin ama en sağlam, en emin ele.
Bazen öyle bir noktaya gelirsin ki… Doktor der ki: “Yapacak bir şey kalmadı.” Bankada hesabın sıfırlanır. Sevdiğin gider. Bir iş kapanır.
Ve sen dersin ki:
“Ben bittim.”
Ama tevekkül sahibi insan şöyle der:
“Ben bittim ama Rabbim başlamadı daha.”
Hatırlıyorum, bir kadın gelmişti bana danışmaya. Eşi terk etmiş, işsiz kalmış, kiralarını ödeyememiş. Gözleri dolu dolu:
“Her yer karanlık” dedi.
Ona sadece şunu sordum:
“Yere düştüğünde mi büyür tohum, yoksa güneşe uzandığında mı?”
Durdu.
“Düştüğünde…” dedi.
İşte tevekkül, toprağın altına gömüldüğünü sanırken aslında filizlendiğini bilmektir.
Bir kadın, “Yıkıldım” derken aslında yeniden kurulur. Bir adam, “Kaybettim” derken belki de doğruyu bulmuştur. Çünkü tevekkül eden, kayıpları fırsata çevirecek kudretin Allah’ta olduğunu bilir. Kalbinin sığınamadığı eksik ve olmasını istediğin her konuda O’nun hatrına sabretmektir.
Tevekkül önünde koca bir okyanus varken yürümeyi seçmek ve O’nun sana bir yol açacağına inanmaktır. İç huzurunun kapısıdır. Zira insan, kontrol edemeyeceği şeyler için kaygılanmayı bırakınca, zihni berraklaşır, kalbi ferahlar.
Karanlıkta yönsüz kalmak ama attığın her adımın Allah'ın nuruyla yönlendirildiğine güvenmektir.
Göğsündeki yükü Allah'ın zaten onu senin
yerine taşıdığını bilerek serbest bırakmaktır.
Kurak topraga tohum ekmek ve bulutlarr
hic görmesen bile yağmurun geleceğine inanmaktır.
Secde ederken ağlamak ama yine de "Elhamdülillah" diyebilmektir; çünkü kalbin bilir ki ferahlık yakındır.
Can yanarken susmaktır; çünkü o sessizlikte,
ruhun sadece Allah'ın anlayacağı bir dille konuşur.
Ve tevekkül, her seyin sonunda
"Ben Allah'a güvendim." diyebilmektir.
Unutma, Hz. Hacer su ararken Safa ile Merve arasında koşuyordu. O sırada zemzem, ayaklarının dibinde fışkırdı. Rabbim bazen çözümü, çabanın değil; teslimiyetin içinden çıkarır.
Bugün nereye kadar savaştın? Nereye kadar dayandın?
Artık bırak biraz da kalbin dinlensin.
Çünkü tevekkül etmek, “Ben bittim” dediğin yerde “Rabbim başlasın” diyebilmektir.
Günün Ayeti:
“Kim Allah’a dayanırsa, O ona yeter.”
(Talak, 65/3)