İŞKUR’dan dev destek: 348 milyon liralık ödeme!

AİLE HAYATININ DA KORUNMASINA KATKI SAĞLIYOR
Kadın istihdamının desteklenmesi ve doğum sonrası çalışan annelerin iş yaşamından kopmadan çocuk bakımına vakit ayırabilmesi amacıyla Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından uygulamaya konulan “yarım çalışma ödeneği” programı kapsamında bugüne kadar 45 bin 641 anneye toplam 348 milyon 200 bin lira ödeme yapıldı. Program, iş gücü piyasasında kadınların daha güçlü yer almasını hedeflerken, aile hayatının da korunmasına katkı sağlıyor. İŞKUR tarafından 2016 yılında hayata geçirilen yarım çalışma ödeneği uygulaması, Türkiye genelinde olduğu gibi Anadolu’nun birçok şehrinde de çalışan anneler için önemli bir sosyal güvence ve ekonomik destek aracı oldu. Özellikle büyük şehirlerde artan yaşam maliyetleri ve kırsal kesimdeki istihdamda devamlılık açısından bu destek, anneler için kritik bir rol üstleniyor.
YARIM ÇALIŞMA ÖDENEĞİ NEDİR? KİMLER YARARLANABİLİYOR?
Yarım çalışma ödeneği; doğum yapan kadınlar ile 3 yaşını doldurmamış bir çocuğu evlat edinen kadın ya da erkek sigortalı çalışanların, haftalık çalışma süresinin yarısı kadar çalışarak kalan sürede çocuk bakımına zaman ayırmalarına imkân tanıyan bir devlet destek programı olarak öne çıkıyor. Bu ödenekten faydalanabilmek için belirli şartların yerine getirilmesi gerekiyor: Doğum ya da evlat edinme öncesinde son 3 yıl içerisinde en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödenmiş olması, Haftalık normal çalışma süresinin yarısı kadar fiilen çalışılması. Yasa gereği işverenlerin, çalışanların yarım zamanlı çalışma talebini reddetme hakkı bulunmuyor. Ancak çalışanın haftalık hangi günlerde ve hangi saatlerde görev yapacağı, işverenin planlamasına göre belirleniyor.
İŞKUR tarafından verilen yarım çalışma ödeneği, doğum sayısına göre farklı sürelerde sağlanıyor:
Birinci doğumda: 60 gün süreyle yarım zamanlı çalışma ve bu döneme karşılık 30 gün süreyle ödenek, İkinci doğumda: 120 gün yarım çalışma, 60 gün ödenek, Üçüncü ve sonraki doğumlarda: 180 gün yarım çalışma, 90 gün ödenek, Çoğul doğumlarda (ikiz, üçüz vb.): Yukarıdaki sürelere 30 gün ekleniyor, Engelli çocuk doğumu durumunda: 360 gün yarım çalışma, 180 gün ödeme yapılabiliyor. Söz konusu süreler boyunca çalışan annelerin yalnızca fiilen çalıştığı günlerin ücretleri işveren tarafından ödenirken, çalışmadıkları günler için ödeme İŞKUR tarafından karşılanıyor. Ayrıca bu süreçte malullük, yaşlılık, ölüm ve genel sağlık sigortası primleri de İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanıyor. Ödemeler, prime esas kazancın alt sınırı üzerinden yapılarak, çalışanın sosyal güvencesi de kesintisiz olarak korunuyor.
BAŞVURU SÜRESİ KRİTİK: 30 GÜN İÇİNDE TAMAMLANMALI
Yarım çalışma ödeneğinden faydalanmak isteyen çalışanların, doğum sonrası kullandıkları analık izninin sona erdiği tarihten itibaren 30 gün içinde başvurularını yapmaları gerekiyor. Başvurular:
Şahsen, en yakın İŞKUR il veya ilçe müdürlüklerine gidilerek, Elektronik ortamda, www.iskur.gov.tr adresindeki e-Şube üzerinden, e-Devlet sistemi üzerinden online olarak gerçekleştirilebiliyor. İŞKUR, dijital başvuru sistemlerini sürekli olarak geliştirerek çalışanların bu süreci hızlı ve kolay bir şekilde tamamlamasını sağlıyor.
YASAL GÜVENCE ALTINDA: İŞVEREN RET HAKKINA SAHİP DEĞİL
Yarım çalışma ödeneği, kanunla çalışanlara tanınmış bir sosyal hak olduğundan, işverenin bu talebi reddetme yetkisi bulunmuyor. Bu yönüyle uygulama, iş güvencesini doğum sonrası da sürdürmek isteyen kadınlar açısından büyük önem taşıyor. Aynı zamanda işverenler açısından da esnek çalışma modeli sayesinde üretim planlamasında sürekliliği sağlama avantajı getiriyor.
KADIN İSTİHDAMINA GÜÇLÜ KATKI
İŞKUR tarafından sağlanan yarım çalışma ödeneği, doğum nedeniyle işinden ayrılmak zorunda kalan kadınların yeniden iş gücüne katılımını kolaylaştırıyor. Aynı zamanda aktif çalışan annelerin de işlerini bırakmadan çocuklarıyla daha fazla ilgilenmesine olanak tanıyor. Uygulama, hem şehir merkezlerinde hem de taşrada çalışan annelere ekonomik güvence ve toplumsal destek sunuyor. Yarım çalışma ödeneğiyle birlikte İŞKUR’un istihdama katılımı artırmayı hedefleyen uygulamaları, özellikle kadın çalışanların iş hayatındaki sürekliliğini sağlama açısından örnek bir sosyal politika olarak dikkat çekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.